bölünmüş

listen to the pronunciation of bölünmüş
Турецкий язык - Английский Язык
{s} divided

All the world is divided into three types of people - finger-users, chopstick-users, and fork-users. - Bütün Dünya üç tip insana bölünmüştür-parmak-kullananlar, çubuk- kullananlar, ve çatal-kullananlar.

The playground is divided into three areas by white lines. - Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.

disunited
(Kanun) separate
forked
(Denizbilim) segmented
sectioned
subdivided
split

Tom has a split personality. - Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.

He has a split personality. - O bölünmüş bir kişiliğe sahip.

severed
(Bilgisayar) tiled
torn
dividual
broken
torn in
divided in
bölünmüş bilinç
(Pisikoloji, Ruhbilim) divided consciousness
bölünmüş çerçeve
(Bilgisayar) divided frame
böl
divide into
böl
{f} divided

Tom divided the pie into three equal parts. - Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.

The playground is divided into three areas by white lines. - Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.

böl
hyphenate
böl
{f} forked
böl
divide

Mother divided the cake into three parts. - Anne pastayı üç parçaya böldü.

The road divides here into two. - Yol burada ikiye bölünür.

böl
dividing
böl
divvy
böl
split

Let's split the bill today. - Bugün hesabı bölüşelim.

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

böl
divideinto
hassas bölünmüş bilgi
(Askeri) sensitive compartmented information
hassas bölünmüş bilgi tesisi
(Askeri) sensitive compartmented information facility
iki eşit parçaya bölünmüş
dimidiate
sermayesi bölünmüş şirket
joint stock company
taktik hassas bölünmüş bilgi tesisi
(Askeri) tactical sensitive compartmented information facility
yedi kısma bölünmüş
septempartite
yüz dereceye bölünmüş
centigrade
Английский Язык - Английский Язык
dissociated
bölünmüş
Избранное