Çok tertipli değilim.
- I'm not very organized.
Biz çok tertipli değiliz, değil mi?
- We aren't very organized, are we?
Yeni yasa birazcık organize suçu kapsamalıdır.
- The new law should take a bite out of organized crime.
Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
- Tom organized his CDs by artist.
Biz bir proje ekibi düzenledik.
- We organized a project team.
Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi.
- Their house is organized according to Feng Shui.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Çiçekleri güzel düzenledi.
- She arranged the flowers beautifully.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Tom oldukça düzenli, değil mi?
- Tom is quite organized, isn't he?
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is organized, isn't he?