anlamsızca

listen to the pronunciation of anlamsızca
Турецкий язык - Английский Язык
inexpressively
meaninglessly
ineptly
deadpan
fatuously
anlam
sense

I am nervous in a sense. - Ben bir anlamda asabiyim.

When I found my true identity, my life began to make sense. - Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

anlam
meaning

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

YouTube videos are very meaningless. - YouTube videoları çok anlamsız.

anlam
meaning, sense
anlam
{i} denotation
anlam
{i} inference
anlam
{i} content

Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt. - Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.

anlam
construction
anlam
intention

I don't understand what his intentions are. - Onun niyetlerinin ne olduğunu anlamıyorum.

You have to read between the lines to know the true intention of the author. - Yazarın gerçek niyetini bilmek için yazının gerçek anlamını bulmalısınız.

anlam
effect

Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking. - Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor.

anlam
drift
anlam
sound

I tried to sound out his views. - Onun görüşlerini anlamaya çalıştım.

anlam
significance

Your thoughts are of no significance at all. - Düşüncelerinizin hiçbir anlamı yok.

anlam
rhyme or reason
anlam
point

There is no point in pretending to be sick. - Hastaymış gibi yapmanın anlamı yok.

Life is cruel but not pointless. - Hayat zalim; fakat anlamsız değil.

anlam
semantics

You're arguing semantics. - Anlambilim tartışıyorsunuz.

anlam
{i} mean

Blog means web log. - Blog'un anlamı web günlüğüdür.

Amnesia means loss of memory. - Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.

anlam
implication
anlam
meaning to
anlam
strain
anlam
explanation

Your detailed explanation of the situation has let me see the light. - Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.

His explanation was too sketchy. I didn't understand it. - Açıklaması çok baştan savmaydı. Onu anlamadım.

anlam
significancy
anlam
tenor
anlam
acceptation
anlam
signification
anlam
purview
anlam
meaning, sense mana
anlam
purport
anlam
import

Some day you will come to realize the importance of saving. - Bir gün tasarrufun önemini anlamak için geleceksin.

To understand each other is important. - Birbirimizi anlamak önemlidir.

anlam
hang

I don't understand. Why do you hang out with her all the time? - Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?

I don't understand. Why do you hang out with her all the time? - Anlamıyorum. Niye her zaman onunla takılıyorsun?

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение anlamsızca в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Anlam
meal
Anlam
deme
Anlam
valör
Anlam
mana

Kelimelerin manası kontekste göre değişir. - Kelimelerin anlamı içeriğe göre değişir.

Bu kelimenin manası nedir? - Bu sözcüğün anlamı nedir?

Anlam
medlül
Anlam
fehva
Anlam
medlûl
Anlam
fevha
anlam
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey; bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva
anlam
Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey
anlam
Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva, valör
anlamsızca
Избранное