O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var.
- Tom and Mary have one adopted daughter.
Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
- Your request of this matter has been accepted.
Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know he was adopted?
O, küçük kızı evlatlık aldı.
- They adopted the little girl.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
O, yeni yöntemi benimsedi.
- He adopted the new method.
Onun üvey ebeveynleri ona karşı gerçek ebeveynlerinden şimdiye kadar olduğundan çok daha nazikti.
- Her adoptive parents are much kinder to her than her birth parents ever were.
Tom'un üvey anne ve babası, öz anne ve babasına göre ona daha kibarlar.
- Tom's adoptive parents are much kinder to him than his birth parents ever were.
Supposing you had one million yen, what would you do with it?
- Angenommen, du hättest eine Million Yen, was würdest du damit machen?