Tom boynuz çerçeveli gözlük takar.
- Tom wears horn-rimmed glasses.
General boğayı boynuzlarından tuttu ordusunu felaketten kurtardı.
- The general took the bull by the horns and saved his army from disaster.
Tom kornayı çaldı ve pencereden dışarıya eğildi.
- Tom honked the horn and leaned out the window.
Tom kornaya basmaya devam etti.
- Tom continued to honk the horn.
Tom Mary'nin biraz tombul olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks Mary is a bit chubby.
Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.
- I have chubby fingers, so I can't use a small keyboard.
Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
Tom'un dolgun bir yüzü var.
- Tom has a chubby face.