Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
Tom oldukça agresif, değil mi?
- Tom is quite aggressive, isn't he?
Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.
- He has none of his father's aggressiveness.
Tom bazen çok saldırgandır ve tartışmaları başlatmayı sever.
- Tom sometimes is very aggressive and likes to start arguments.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Daha girişken olman gerekiyor.
- You need to be more aggressive.
Girişken olmak zorundaydım.
- I had to be aggressive.
an aggressive policy, war, person, nation.