Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.
- Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.
Sen bir günde yaşlanmadın.
- You haven't aged a day.
Tom biraz yaşlanmadı.
- Tom hasn't aged one bit.
Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
Spiker orta yaşlıdır.
- The speaker is middle-aged.
O, orta yaşlı bir kadındı.
- She was a middle-aged woman.
Aged 18, he had no idea what would happen next.