action; endeavor

listen to the pronunciation of action; endeavor
Английский Язык - Турецкий язык

Определение action; endeavor в Английский Язык Турецкий язык словарь

affair
{i} sorun, mesele, iş
affair
{i} ilişki

Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir. - Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.

Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor. - A government suffers from civil affairs.

affair
takıntı
affair
macera

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

affair

Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur. - He has no connection with this affair.

Onun işlerine karışmayın. - Don't meddle in his affairs.

affair
hadise
affair
maslahat
affair
{i} olay

Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti. - He expressed regret over the affair.

Onlar olayı araştıracak. - They are going to investigate the affair.

affair
iş/ilişki/mesele
affair
{i} mesele

Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı. - There was an air of mystery about the whole affair.

Ben mesele ile ilgili değilim. - I am not concerned with the affair.

affair
{i} k.dili. şey (makine/eşya)
affair
{i} gönül macerası
affair
{i} k.dili. olay, skandal
affair
{i} konu

İş hakkında konuşmak ister misin? - Do you want to talk about the affair?

Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu. - The affair cost me many sleepless nights.

affair
{i} şey

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir. - He knows a lot about foreign affairs.

Английский Язык - Английский Язык
affair
action; endeavor
Избранное