We have time, there's no rush.
- Acele etmeyin, zamanımız var.
Although you rushed, you're not ready.
- Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
I don't see any reason for hurrying.
- Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
Hurrying leads to mistakes being made.
- Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.
Take your time, or you may make some mistakes.
- Acele etme, yoksa bazı hatalar yapabilirsin.
Take your time, or you may make some mistake.
- Acele etmeyin, yoksa hata yapabilirsiniz.