a subdivision of a play or opera or ballet

listen to the pronunciation of a subdivision of a play or opera or ballet
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a subdivision of a play or opera or ballet в Английский Язык Турецкий язык словарь

act
{i} eylem

Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir. - So far, your action seems completely groundless.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

act
(isim) hareket, davranış, amel, fiil; oyun, numara, rol, perde [tiy.]; eylem; kanun, yasa, resmi yazı; cinsel ilişki
act
{i} davranış

Onun davranışları beni rahatsız ediyor. - Her actions disturb me.

Davranışlarımı açıklamak benim için zor. - It's hard for me to explain my actions.

act
{i} rol yapma, oyun
act
{i} kanun

Newton'un üçüncü hareket kanununa göre her eylemin eşit ve zıt tepkisi vardır. - According to Newton's Third Law of Motion Every action has an equal and opposite reaction.

İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm. - Go to work, send your kids to school. Follow fashion, act normal, walk on the pavements, watch TV. Save for your old age. Obey the law. Repeat with me: I am free.

act
{i} fiil
act
{i} numara

Dan hasta numarası yapmadı bile. - Dan didn't even act sick.

Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir - Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88.

act
(rol) oynamak
act
yasa

Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti. - The lawyer recommended his client to take legal action.

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır. - Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.

act
etki yapmak
act
davranmak

Çocuk gibi davranmaktan vazgeç. - Quit acting like a child.

Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler. - Children want to act like grown-ups.

act
sahne

O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu. - He became the finest actor on the American stage.

Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi. - The actor was on the stage for most of the play.

act
(Avrupa Birliği) hareket,iş,fiil;belge;kanun,yasa
act
insan kudretinden üstün afet
act
{f} rol yapmak, oynamak
act
{f} rol oynamak
act
{f} oynamak

Filmde oynamak ister misin? - Do you want to act in a movie?

act
{f} numara yapmak
act
(fiil) davranmak, hareket etmek; oynamak, numara yapmak, numarası yapmak,rol yapmak, rol oynamak; etki etmek; görevini yapmak
Английский Язык - Английский Язык
act
a subdivision of a play or opera or ballet

    Расстановка переносов

    a sub·di·vi·sion of a play or op·er·a or bal·let

    Турецкое произношение

    ı sʌbdîvîjın ıv ı pley ır äprı ır bäley

    Произношение

    /ə ˈsəbdəˌvəᴢʜən əv ə ˈplā ər ˈäprə ər baˈlā/ /ə ˈsʌbdɪˌvɪʒən əv ə ˈpleɪ ɜr ˈɑːprə ɜr bæˈleɪ/
Избранное