Определение a source of oil; used for forage and soil improvement and as food в Английский Язык Турецкий язык словарь
- soy
- {i} soya
Sade yoğurt ve soya sütü ekleyin.
-Add plain yogurt and soy milk.
Şirket soya sosu ve diğer gıda ürünlerini üretiyor.
-The company produces soy sauce and other food products.
- soybean
- bkz.soya bean
- soy
- {i} soya fasulyesi
Genellikle soya fasulyesiyle birlikte yediğiniz bazı yiyecekler nelerdir?
-What are some foods you usually eat with soy sauce?
Tom soya fasulyesi fiyatlarının neden düştüğünü merak ediyordu.
-Tom wondered why soybean prices were dropping.
- soy
- bu fasulyeden yapılan
- soy
- {i} soya salçası
- soya bean
- {i} soya fasulyesi
- soya bean
- {i} soya
- soybean
- {i} soya
Tavuk, ton balığı ve soya fasulyesi iyi protein kaynaklarıdır.
-Chicken, tuna and soybeans are good sources of protein.
Tom soya fasulyesi fiyatlarının neden düştüğünü merak ediyordu.
-Tom wondered why soybean prices were dropping.
- soybean
- soya fasulye
Mayalanmış soya fasulyesi kokusu onu iğrendirir.
-The smell of fermented soybeans sickens him.
Tom soya fasulyesi fiyatlarının neden düştüğünü merak ediyordu.
-Tom wondered why soybean prices were dropping.
- soybean
- {i} soya fasulyesi
Tavuk, ton balığı ve soya fasulyesi iyi protein kaynaklarıdır.
-Chicken, tuna and soybeans are good sources of protein.
Tom soya fasulyesi fiyatlarının neden düştüğünü merak ediyordu.
-Tom wondered why soybean prices were dropping.