Yurtdışında okumaya karar verdim.
 - I made a decision to study abroad.
Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
 - He explained later how he made this decision.
Bir karar almak zorundayız.
 - We have to make a decision.
Karar almakta zorlanıyorum.
 - I have trouble making decisions.
Yargıçlar bir karar verdiler.
 - The judges made a decision.
Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi.
 - Many people disagreed with the judge's decision.
Bu kararın önemli sonuçları vardı.
 - This decision had important results.
Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
 - That decision will have wide and serious consequences.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
 - Students have been protesting against the government's decision.
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
 - There's growing anger over the government's decision.