a person who readily consents to sexual activity, often with anyone

listen to the pronunciation of a person who readily consents to sexual activity, often with anyone
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a person who readily consents to sexual activity, often with anyone в Английский Язык Турецкий язык словарь

easy
rahat

Seni rahat ettirebilmek için elimden gelen her şeyi yaparım. - I'll do whatever I can to make it easy for you.

Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız. - Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.

easy
kolay

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English isn't easy.

Bu metni çevirmek çok kolay olacak. - Translating this text will be very easy.

easy
{s} basit

Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut. - There is probably an easy solution to the problem.

Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar çok basittir. - This book is so easy that a child can read it.

easy
varlıklı
easy
eziyetsiz
easy
sehil
easy
sorunsuz
easy
kolayca

İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir. - Statistics are easy to misinterpret.

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı. - Sami always had pills within easy reach.

easy
kolaylıkla

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir. - The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

easy
asanlıkla
easy
asan
easy
{s} doğal

Radyoda doğal olarak konuşmak kolay değil. - It is not easy to speak naturally on the radio.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır. - It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.

easy
{s} serbest
easy
{s} huzurlu
easy
z., k.dili. kolayca, rahatça
easy
(sıfat) basit, kolay, zahmetsiz, rahat, dertsiz, huzurlu, zevkli, uysal, serbest, doğal
easy
{s} uysal

Doğuştan oldukça uysal bir adam. - He is by nature quite an easy-going man.

Tom babası kadar uysal görünüyor. - Tom seems as easy-going as his father.

easy
{s} zevkli
Английский Язык - Английский Язык
easy
a person who readily consents to sexual activity, often with anyone

    Расстановка переносов

    a per·son who read·i·ly consents to sex·u·al activity, of·ten with a·ny·one

    Произношение

Избранное