a person who changes location

listen to the pronunciation of a person who changes location
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a person who changes location в Английский Язык Турецкий язык словарь

traveller
{i} seyahat eden kimse
traveler
{i} seyahat eden kimse
traveler
bkz.traveller
traveller
seyahat eden
traveller
yolcu

Ve yolcular onu hatırlıyor mu? - And do the travellers remember him?

traveler
{i} pazarlamacı [brit.]
traveler
{i} seyyah
traveler
{i} gezgin

Burada herhangi bir İngiliz gezgin gördün mü? - Have you seen any English travelers here?

Gezgin, akşam New York'a ulaştı. - The traveler arrived in New York in the evening.

traveler
{i} yolcu

Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var. - There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler.

Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmeyi bekliyor. - The travelers are waiting to know the cause of the delay.

traveler
{i} yolcu, seyyah, gezgin, gezmen
traveler
{i} (gezici) satış temsilcisi
traveller
{i} gezgin

Kısacası, misafirler ve gezginler arasında bir fark vardır. - In short, there is a difference between guests and travellers.

Ben çok gezgin değilim. - I am not much of a traveller.

traveller
{i} pazarlamacı [brit.]
traveller
i., İng., bak. traveler
traveller
pazarlamacı
traveller
{i} seyyah

Mary, muhtemelen asla bir yerde yerleşip kalmayacak uslanmaz bir seyyahın çocuğudur. - Mary is the kind of inveterate traveller who will probably never settle down in one place.

Evliya Çelebi 17. yüzyılda yaşamış bir Türk seyyahıdır. - Evliya Celebi was a Turkish traveller who lived in the 17th century.

Английский Язык - Английский Язык
traveller
traveler
a person who changes location

    Расстановка переносов

    a per·son who changes lo·ca·tion

    Турецкое произношение

    ı pırsın hu çeyncız lōkeyşın

    Произношение

    /ə ˈpərsən ˈho͞o ˈʧānʤəz lōˈkāsʜən/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈʧeɪnʤəz loʊˈkeɪʃən/
Избранное