O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
Dan çok kısa bir süre için Linda'yla flört etti.
- Dan dated Linda for a very short period of time.
Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
- The volcano erupts at regular intervals.
Toplantılar belli aralıklarla gerçekleştirildi.
- The meetings were held at intervals.
Annem pantolonumu yamamak zorunda kaldı.
- My mother had to patch my pants.
Toplantılar belli aralıklarla gerçekleştirildi.
- The meetings were held at intervals.
Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.
- Buses are running at 20 minute intervals.
The world economy had a rough patch in the 1930s.
... it's impossible to do it in a very short period of time. ...
... billion, seven billion plus in not very long period of time. ...