Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
 - The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
 - I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
 - I bought a piece of baggage.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
 - Tom cut his sister a piece of cake.