a flat tray which can be used as a table

Английский Язык - Турецкий язык

Определение a flat tray which can be used as a table в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

table

sofra

Sofrada ses yapmamalısın. - You must not make a noise at the table.

Sofrada nasıl davranılacağını bilmiyor. - He does not know how to behave at the table.

table

tablo

O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi. - He learnt the periodic table by heart just for fun.

Bu tabloyu ortadan kaldır. - Take this table away.

table

yemek

Masanın üstünde hâlâ bir sürü yemek var. - There are still a lot of dishes on the table.

Yemekten sonra, masayı temizledi. - After supper, she cleared the table.

table

düzey

table

sofradakiler

table

gösterge

table

küfelik

table

{i} kafatası kemik tabakalarından biri

table

tasarıyı müzakereye sunmak

table

keste

table

(bir tasarı veya mesele) hakkındaki görüşmeyi veya tartışmayı ileri bir tarihe bırakmak

table

(Tıp) Düz kemiksi yaprak veya tabaka (özellikle kafa kemiklerinin tabakalarından biri)

table

{f} göstermek

table

nad listeye geçirmek

table

hulâsa

table

düz tepe

table

(fiil) masaya koymak, sunmak, göstermek, tartışmaya sunmak, ertelemek, listeye geçirmek, cetvele yazmak

table

(Askeri) ÇİZELGE, TABLO

table

(isim) masa, sofra, masadakiler, tablet, tablo [mat.], çizelge, tabla, kafatası kemik tabakalarından biri

table

{f} sunmak

Английский Язык - Английский Язык

Определение a flat tray which can be used as a table в Английский Язык Английский Язык словарь

table

Расстановка переносов

a flat tray which Can be used as a ta·ble

Турецкое произношение

ı flät trey hwîç kın bi yuzd äz ı teybıl

Произношение

/ə ˈflat ˈtrā ˈhwəʧ kən bē ˈyo͞ozd ˈaz ə ˈtābəl/ /ə ˈflæt ˈtreɪ ˈhwɪʧ kən biː ˈjuːzd ˈæz ə ˈteɪbəl/