a deed or action, especially when held responsible for it

listen to the pronunciation of a deed or action, especially when held responsible for it
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a deed or action, especially when held responsible for it в Английский Язык Турецкий язык словарь

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing it for you.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli. - Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

doing
{i}

Hastalık onun işini yapmasını engelledi. - Illness prevented him from doing his work.

İhracat işi iyi yapılmıyor. - The export business isn't doing well.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor. - Today I just feel like staying at home and doing nothing.

Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim. - I asked Tom to do the same thing that Mary was doing.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
doing
yaparak

Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar? - What do nurses spend most of their time doing?

Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum. - I want to spend more time doing things that matter.

Английский Язык - Английский Язык
doing

This is his doing. (= He did it.).

a deed or action, especially when held responsible for it

    Расстановка переносов

    a deed or action, es·pe·cial·ly when held re·spon·si·ble for it

    Произношение

Избранное