Английский Язык - Турецкий язык
Определение a critical time or turn, a sentence в Английский Язык Турецкий язык словарь
- crisis
- {i} buhran
- crisis
- badire
- crisis
- (Tıp) akse
- crisis
- (Tıp) bunluk
- crisis
- bunalım
- crisis
- kriz
Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
-There will be an energy crisis in the near future.
Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.
-There will be an economic crisis at the end of this year.
- crisis
- iktisadi bunalım,kriz
- crisis
- cabinet crisis kabine buhranı
- crisis
- {ç} cri.ses (kray'siz)
- crisis
- ekonomikveya toplumsal buhran
- crisis
- dönum noktası
- crisis
- {i} dönüm noktası
- crisis
- (Tıp) Aniden gelişen şiddetli belirtilerle karakterize nöbet, hastalık nöbeti
- crisis
- {i} (Tıp) kriz, nöbet
- crisis
- (Tıp) Hastalığın dönüm noktası, hastanın iyileşeceği eya öleceğinin belli olduğu an, kriz (Düzelmeyi göstermek üzere yüksek ateşin aniden düşmesi, öleceğini göstermek üzere hastanın birdenbire koma'ya girmesi gibi)
- crise
- (Askeri) KRİZ, BUHRAN
Связанные Термины
a critical time or turn, a sentence
Расстановка переносов
a cri·ti·cal time or turn, a sen·tenceПроизношение
Resimler
Избранное