a composing stick

listen to the pronunciation of a composing stick
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a composing stick в Английский Язык Турецкий язык словарь

stick
{f} batırmak
stick
{f} takılmak

Tom takılmak istemiyordu. - Tom didn't want to stick around.

Tom takılmak istiyor. - Tom wants to stick around.

stick
kaynamak
stick
bulaşmak
stick
hançerlemek
composing stick
kumpas
stick
sokmak

Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç. - Stop sticking your nose into other people's business.

stick
{f} takılıp kalmak
stick
koymak
a stick
bir sopa
composing stick
dizgi harf yatağı
stick
{f} (stuck)
stick
(Askeri) (AIR TRANSPORT) PARAŞÜTÇÜ GRUBU (HAVA ULAŞTIRMA): Bir atlama penceresi veya kapısından, uçağın bir atlama bölgesi üzerinden bir geçişinde atlayan paraşütçü grubu
stick
{i} direk
stick
{i} ardarda atılan bombalar
stick
(Askeri) LEVYE: Bir uçakta, normal uçuş sırasında kanatçık ve irtifa dümenlerini hareket ettiren ve uçağın yatış ve irtifa değişikliğine komuta eden manivela. Bu manivela, normal uçuşta, uçağın gidiş yönünü değiştiren istikamet dümenlerini çalıştırmaz
stick
{i} (şerit halindeki çiklet/tebeşir/mobilya için) parça: Give me a
stick
{f} takmak
stick
idare kolu
stick
{i} kol

Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın. - Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.

stick
{f} bırakmamak
stick
{i} engel (yarış)
stick
{i} uçaktan ardarda atlayan askerler
Английский Язык - Английский Язык
stick
composing stick
a hand-held tray in which pieces of type from the case were assembled
composing stick
A small shallow tray, usually metal and with an adjustable end, in which type is set by hand. Also called job stick
composing stick
A hand tool in which type is assembled and justified
a composing stick

    Расстановка переносов

    a com·pos·ing stick

    Турецкое произношение

    ı kımpōzîng stîk

    Произношение

    /ə kəmˈpōzəɴɢ ˈstək/ /ə kəmˈpoʊzɪŋ ˈstɪk/
Избранное