Akşam yemeğinden sonra kumsalda yürüyelim.
- Let's walk on the beach after dinner.
Bütün yaz kumsalda mıydın?
- Were you at the beach all summer?
Hangi yol plaja gider?
- Which way is the beach?
Onlar plaja gittiler.
- They went to the beach.
Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.
- After dinner, I take a walk on the beach.
Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
- Tom and his friends sat on the beach and watched the boys swimming.
Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- I live near the sea so I often go to the beach.
Fransız Rivierası kıyısının çok güzel plajları vardır.
- The coast of the French Riviera has very beautiful beaches.
O, şehirde karaya oturmuştu.
- She was stranded in the city.
Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read?
O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
- He plucked one of his few strands of beard.
Life's a beach!.
... AH, THERE'S MY MAN. YAMAZAKI, MY BEACH BUDDY. ...
... Maine, so we're sitting around and waiting on a beach. All of a sudden, you're just playing ...