You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
- Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
He whispered to me that he was hungry.
- O, bana aç olduğunu fısıldadı.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
My stomach is clenched with hunger.
- Midem açlıktan yapıştı.
Fadil opened a fast-food restaurant.
- Fadil bir fast-food restoran açtı.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
I opened the drawer to get a pencil.
- Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
Tom unlocked the drawer.
- Tom çekmecenin kilidini açtı.
Cold weather keeps many plants from blooming.
- Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
The automaker will unveil its new line of sports cars tomorrow.
- Otomobil üreticisi yarın spor arabaların yeni çizgisini açıklayacak.
At the inauguration ceremony a plaque was unveiled in honor of the founder.
- Açılış töreninde kurucunun şerefine bir plaket verildi.
May I switch on the light?
- Işığı açabilir miyim?
Tom clicked the light switch on.
- Tom lamba anahtarını açtı.
Tom unfolded the newspaper and started to read it.
- Tom gazeteyi açtı ve onu okumaya başladı.
The man was folding and unfolding his arms.
- Adam kollarını bağlıyordu ve açıyordu.
Don't open this door, please.
- Bu kapıyı açma, lütfen.
Tatoeba is open source.
- Tatoeba açık kaynaklıdır.
Please turn on the television.
- Lütfen televizyonu aç.
I told you not to turn on the lights.
- Sana ışıkları açmamanı söyledim.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Please forgive me for opening your letter by mistake.
- Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.
Tom seemed to be famished.
- Tom çok aç görünüyordu.
Tom said that he was famished.
- Tom Mary'nin çok aç olduğunu söyledi.
When he opened the door he had nothing on but the TV.
- Kapıyı açtığında TV dan başka açık bir şeyi yoktu.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
Tom hasn't unpacked yet.
- Tom henüz bavulunu açıp boşaltmadı.
Tom opened his suitcase and began unpacking.
- Tom valizini açtı ve boşaltmaya başladı.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
We uncovered this arcane.
- Biz bu gizemi açığa çıkardık.
No financial details were disclosed.
- Hiçbir mali ayrıntı açıklanmadı.
He disclosed my secret.
- O, sırrımı açığa çıkardı.
Fadil exposed his dark secret.
- Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
Tom was going to expose us.
- Tom bizi açığa çıkaracaktı.
Tom unlocked the car door.
- Tom araba kapısını açtı.
Give me the keys so I can unlock the door.
- Kapıyı açabilmem için bana anahtarları ver.
I opened the box, but it was empty.
- Kutuyu açtım fakat o boştu.
You shouldn't be drinking on an empty stomach.
- Aç karnına içki içmemelisin.
Can you unclog the toilet?
- Sen tuvaletteki tıkanıklığı açabilir misin?
It's possible that Tom doesn't know how to unclog a sink.
- Tom'un lavaboyu nasıl açacağını bilmemesi mümkündür.
Tom unscrewed the cap and handed the jar to Mary.
- Tom kapağı açtı ve kavanozu Mary'ye uzattı.