I want to ride a horse.
- Bir ata binmek istiyorum.
It can be dangerous for young people to ride motorcycles.
- Motorsiklete binmek gençler için tehlikeli olabilir.
Is it possible to get on the next flight?
- Bir sonraki uçağa binmek mümkün mü?
I've got to get on this train.
- Bu trene binmek zorundayım.
Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do.
- Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey.
If it starts raining we'll have to give up on our bike ride.
- Eğer yağmur başlarsa biz bisiklete binmekten vazgeçmek zorunda kalacağız.
Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
- Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
To board the airship, press A.
- Uçağa binmek için A tuşuna basın.
I've always wanted to ride a horse.
- Her zaman bir ata binmek istemişimdir.
I want to ride a horse.
- Bir ata binmek istiyorum.
Riding a bicycle without brakes is a stupid thing to do.
- Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak aptalca bir şey.
I don't like riding a bicycle very much.
- Bisiklete binmekten çok fazla hoşlanmıyorum.
Bicycling on this highway is very dangerous.
- Bu otoyolda bisiklete binmek çok tehlikelidir.
I want to go horseback riding.
- Bir ata binmek istiyorum.
Horse riding is an expensive hobby.
- Ata binmek pahalı bir hobidir.
Tom was about to get into his car when he was shot.
- Tom vurulduğunda arabasına binmek üzereydi.
I had no choice but to take the plane.
- Uçağa binmekten başka seçeneğim yoktu.
My car broke down, so I had to take a bus.
- Arabam bozuldu, bu yüzden bir otobüse binmek zorunda kaldım.
I like to ride on trains.
- Ben trenlere binmekten hoşlanırım.
You must buy a ticket to get on the bus.
- Otobüse binmek için bir bilet almalısın.
He hurried in order to get the bus.
- Otobüse binmek için acele etti.
Walk or ride your bike instead of taking a car everywhere.
- Her yerde bir arabaya binmek yerine yürü ya da bisikletine bin.
I'm getting sick of the ride.
- Ben arabaya binmekten usanıyorum.
May I have permission to board this ship?
- Bu gemiye binmek için izin alabilir miyim?