My life turned into a dark and shapeless living hell.
- Hayatım karanlık ve şekilsiz bir cehenneme döndü.
Do you hate misshapen vegetables?
- Şekilsiz sebzelerden nefret eder misin?
These figures don't add up.
- Bu şekiller toplanmaz.
Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
It is said that cats can change shape.
- Kedilerin şekil değiştirebildikleri söylenilmektedir.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
I formulated it wrongly.
- Onu yanlış şekilde formüle ettim.
Communication takes many forms.
- İletişim birçok şekiller alır.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Britain faced dangerously low supplies of food.
- İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.
His face is distorted by pain.
- Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
- Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
The refugee crossed the line safely.
- Mülteciler güvenli bir şekilde sınır çizgisini geçtiler.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
- Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
The plane turned sharply to the right just before it crashed.
- Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.