We are a suicide prevention organization.
- Biz bir intihar önleme organizasyonuyuz.
We are a suicide prevention organization.
- Biz bir intihar önleme örgütüyüz.
If you want to avoid cholesterol, eat lean meat with no fat.
- Eğer kolesterolü önlemek istiyorsanız yanında yağ olmadan yağsız et yiyin.
Flares are used to avoid heat-seeking missiles.
- Fişekler ısı arayan füzeleri önlemek için kullanılır.
They confirmed the importance of strengthening global precautions in order to prevent devastating losses.
- Onlar yıkıcı kayıpları önlemek için küresel önlemlerin güçlendirilmesinin önemini doğruladılar.
Precautionary measures were unnecessary.
- İhtiyati önlemler gereksizdi.
Congress did not approve the measure.
- Kongre önlemi onaylamadı.
Such measures were not necessary.
- Böylesine önlemler gerekli değildi.
Tom couldn't have done anything to prevent the accident.
- Tom kazayı önlemek için bir şey yapmış olamazdı.
We must take measures to prevent traffic accidents.
- Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
We sprinkle salt to ward off bad luck.
- Kötü şansları önlemek için tuz serpiyoruz.
We must take measures to prevent traffic accidents.
- Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
Tom couldn't have done anything to prevent the accident.
- Tom kazayı önlemek için bir şey yapmış olamazdı.
Such measures were not necessary.
- Böylesine önlemler gerekli değildi.
Drastic times call for drastic measures.
- Sert zamanlar sert önlemler gerektirir.
We have to take steps to prevent air pollution.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız.
We have to take steps to prevent air pollution.
- Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
In some cases, mastectomy is prophylactic surgery - a preventive measure taken by those considered to be at high risk of breast cancer.
- Bazı durumlarda, meme ameliyatı koruyucu bir ameliyattır- meme kanseri riski yüksek olduğu düşünülenler tarafından alınan bir önlem.
Cyprus is struggling to avoid bankruptcy.
- Kıbrıs iflası önlemek için mücadele ediyor.
Our aim is to forestall all those risks.
- Amacımız tüm bu riskleri önlemektir.
We are a suicide prevention organization.
- Biz bir intihar önleme örgütüyüz.
This week is Fire Prevention Week.
- Bu hafta yangın önleme haftası.
We sprinkle salt to ward off bad luck.
- Kötü şansları önlemek için tuz serpiyoruz.
Kongre tedbiri tasdik etmedi.
- Kongre önlemi onaylamadı.
Herhangi bir tedbir almadım.
- Herhangi bir önlem almadım.