These people are prejudiced.
- Bu insanlar önyargılı.
People here are very prejudiced.
- Burada insanlar çok önyargılı.
He's biased against Christianity.
- O Hıristiyanlığa karşı önyargılı
Tom seems to be biased.
- Tom önyargılı görünüyor.
People tend to look at others with bias.
- İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.
I'm pretty sure Tom's biased.
- Tom'un ön yargılı olduğundan oldukça eminim.