This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.
- Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.
We've eaten pizza and chicken at noon.
- Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.
We should get to Chicago by lunchtime.
- Biz öğle yemeği saatine kadar Chicago'ya varmalıyız.
She's supposed to be back by lunchtime.
- Öğle yemeği saatine kadar burada olması gerekiyor.
It took place around midday.
- Öğle civarında gerçekleşti.
They will contact us before midday today.
- Onlar bugün öğleden önce bizimle iletişime geçecekler.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
I'll be busy this afternoon.
- Bu öğleden sonra meşgul olacağım.