We got him to carry our bag.
- Ona çantamızı taşıttık.
Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
I can't find my vanity case.
- Makyaj çantamı bulamıyorum.
The pencil case is on the table.
- Kalem çantası masanın üstünde.
Tom left his briefcase on the subway.
- Tom çantasını metroda bıraktı.
I left my briefcase on the bus.
- Çantamı otobüste bıraktım.
She was robbed of the handbag that she had bought last week.
- Onun geçen hafta satın aldığını çanta çalındı .
She had her handbag stolen.
- O el çantasını çaldırdı.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.
Mrs. Baker had her purse stolen.
- Bayan Baker çantasını çaldırdı.
I left my purse behind.
- Çantamı geride bıraktım.
You haven't put anything in your suitcase yet.
- Henüz çantana bir şey koymadın.
Keep an eye on my suitcase while I buy my ticket.
- Biletimi alırken çantama göz kulak ol.