He treats his employees well.
- O, çalışanlarına iyi davranır.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Send me the best employees that money can buy. Money is no object.
- Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.
Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
He's an advocate of barefoot running.
- O yalınayak çalışan bir avukat.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
Tom currently has ten people working for him.
- Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
Working men drank hard apple cider.
- Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.