We had better call the doctor.
- Doktoru çağırmalıyız.
Tom needs to call a doctor.
- Tom bir doktor çağırmalı.
Why didn't you try calling her?
- Neden onu çağırmayı denemedin?
Don't bother calling security.
- Güvenliği çağırmaktan rahatsız olma.
To call the elevator, push the button.
- Asansörü çağırmak için tuşa bas.
I'm going to have to call the police.
- Polis çağırmak zorunda kalacağım.
The first thing to do was call for the doctor.
- Yapacak ilk şey doktoru çağırmaktı.
He couldn't move and had to call for help.
- O hareket edemiyordu ve yardım çağırmak zorunda kaldı.
You will remain here until you are summoned.
- Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.
Didn't you hear me calling you?
- Seni çağırdığımı duymadın mı?
I'm calling her but she isn't coming.
- Onu çağırıyorum ama gelmiyor.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
The President called out the troops.
- Başkan, askeri güçleri çağırdı.
I'm going to have to call the police.
- Polis çağırmak zorunda kalacağım.
If he keeps drinking like that, he'll have to take a taxi home.
- Eğer o böyle içmeye devam ederse eve bir taksi çağırmak zorunda kalacak.
I'll call you my boss.
- Seni patronum diye çağıracağım.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
I'd like to page someone.
- Birini çağırtmak istiyorum.