Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
 - The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
 - I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
 - Don't worry about the minor details.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
 - Dan survived with minor injuries.
Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.
 - Because you're a minor, you can't enter.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
 - It's only a minor setback.
Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.
 - You're under arrest for endangering the welfare of a minor.
Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir.
 - In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.