(1) tenace

listen to the pronunciation of (1) tenace
Английский Язык - Турецкий язык

Определение (1) tenace в Английский Язык Турецкий язык словарь

fork
{i} çatal

Yolun sağ çatalına gittim. - I took the right fork of the road.

Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı. - Tom mashed the potatoes with a large fork.

fork
(Biyokimya) çatallanma
fork
bahçıvan beli
fork
kollara ayrılmak
fork
apış
fork
çatallaşmak
fork
yaba
fork
{f} ikiye böl
fork
fork lift çatallı kaldı
fork
(fiil) çatalla kaldırmak, bellemek, çatal biçimi vermek, çatallaşmak, ayrılmak
fork
{f} çatal biçimi vermek
fork
{f} ayrılmak
fork
(Tıp) n.Çatal dişi şeklinde sivri uzantılara sahip herhangi bir alet
fork
{i} çatallı bel
fork
(Askeri) DAR ÇATAL: Topçuda, orta vuruş noktasını, uzunluğuna dört ihtimali sapma kadar hareket ettirmek için nişangahta milyem olarak yapılması gereken yükseliş düzeltmesi
fork
{i} bahç. bel
fork
yerden bitmek çatal şekli vermek
fork
{f} bahç. bellemek
tenace
iskambil oyununda ayrı renkten yüksek sayılı iki kâğıt
Английский Язык - Английский Язык
fork
tenace
From the card game Bridge: an interrupted sequence of high cards of the same suit - such as the King and Jack or the Ace and Queen
tenace
The holding by the fourth hand of the best and third best cards of a suit led; also, sometimes, the combination of best with third best card of a suit in any hand
(1) tenace
Избранное