There is a shopping district underground.
- Yer altında alışveriş bölgesi var.
Some built houses partly underground.
- Bazıları kısmen yer altında evler yaptı.
He likes to explore underground caves.
- Yeraltı mağaralarını araştırmayı sever.
They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
- Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.