I saw a young man lying on the bench under the cherry tree in the park.
- Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
Tom noticed a drunk lying in the street.
- Tom sokakta yatan bir sarhoşu fark etti.
Our yacht club has ten members.
- Yat kulübümüzün on üyesi vardır.
Tom can't afford to buy a yacht.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
I'd like to lie down.
- Ben yatmak istiyorum.
Do you need to lie down?
- Yatmamız gerekiyor mu?
Mary is a promiscuous woman.
- Mary herkesle yatan bir kadındır.
I usually go to bed at ten.
- Genellikle saat onda yatarım.
What time do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?