I saw a young man lying on the bench under the cherry tree in the park.
- Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
The dog lying on the grass is mine.
- Otun üstünde yatan köpek benimdir.
I often go yachting on weekends.
- Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.
Tom can't afford to buy a yacht.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
I'd like to lie down.
- Ben yatmak istiyorum.
Do you need to lie down?
- Yatmamız gerekiyor mu?
Mary is a promiscuous woman.
- Mary herkesle yatan bir kadındır.
I'm really tired; I think I'll go to bed.
- Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
When do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?