Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
- Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
Six hundred thousand men were killed or wounded.
- Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.
It took Rei 20 days to get over her injury.
- Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.
The injury caused the athlete great pain.
- Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.
Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
- Tom'un alnında Mary onu son gördüğünden beri yeni bir yara vardı.
The wound left a scar on her arm.
- Yara kolunda bir iz bıraktı.
The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
- Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi.
Tom is still a little sore.
- Tom hâlâ biraz yaralı.
My canker hurts, so I can't really eat.
- Ağız yaram ağrıyor, bu yüzden gerçekten yemek yiyemiyorum.
Jimmy was hurt in a traffic accident.
- Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.
Tom was hurt in a traffic accident.
- Tom bir trafik kazasında yaralandı.
I have a ulcer in my mouth.
- Ağzımda bir yaram var.
I fell down and bruised my knee.
- Düştüm ve dizimi yaraladım.
She touched the bruise on his arm.
- Onun kolundaki yaraya dokundu.
Tom rolled up his sleeve, exposing a hideous scar.
- İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.
Have you ever shown your scar to someone?
- Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
Tom put a band-aid on his finger.
- Tom parmağına bir yara bandı koydu.
Can I have a Band-Aid?
- Bir yara bandı alabilir miyim?