The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
I value handmade things.
- El yapımı şeylere değer veriyorum.
This handmade Italian-made titanium bicycle is terribly light.
- Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
Tom is a model maker.
- Tom bir maket yapımcısıdır.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
The building is already under construction.
- Bina zaten yapım aşamasında.
The actor was accidentally shot dead during the making of the movie.
- Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.
The new law was twelve months in the making.
- Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
The bridge is under construction.
- Köprü yapım aşamasındadır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.