I thought I'd get more work done if I just fixed a problem with my .emacs file, but then I spent the whole afternoon yak shaving.
I was doing a bit of yak shaving this morning, and it looks like it might have paid off.
If I had left a little earlier, I would have caught the last train.
 - Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım.
He lit another cigarette, but immediately put it out.
 - Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
Internal combustion engines burn a mixture of fuel and air.
 - İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
 - Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.
 - Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.
Violent fires soon burn out themselves.
 - Şiddetli yangınlar kısa sürede kendilerini tamamen yakarlar.
Switch on the light. I can't see anything.
 - Işığı yak. Bir şey göremiyorum.
Please light a candle.
 - Lütfen bir mum yakın.
Tom's body was cremated.
 - Tom'un cesedi yakıldı.
She cremated him against his wishes.
 - Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
 - Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
Have you ever lighted a cigarette with a blowtorch?
 - Sen hiç bir pürmüzle sigara yaktın mı?
Tom lighted his candles.
 - Tom onun kandillerini yaktı.
Fadil wanted to incinerate Layla's body.
 - Fadıl, Leyla'nın cesedini yakmak istedi.
Many people were upset when they saw Tom burning the flag.
 - Tom'un bayrak yaktığını gördüklerinde birçok kişi üzgündü.
Is the warrior burning the house?
 - Savaşçı evi yakıyor mu?