Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyorsun.
- You look very pretty, as usual.
Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
- Tom and Mary were wasting time, as usual.
Mary, her zamanki gibi, eşsizdir!
- Mary, as always, is inimitable!
Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
- Tom rose early as always.
He seems as busy as ever.
- Er scheint so beschäftigt wie immer zu sein.
He is as healthy as ever.
- Er ist wie immer wohl auf.