O, elbette İngilizce konuşabilir.
- She can naturally speak English.
Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
- Her hair is naturally curly.
O, doğal olarak çok kızmıştı.
- He was naturally very angry.
Doğal olarak hiçbir dil birbirine göre üstün değildir.
- No language is inherently superior to any other.
Bazı diller doğal olarak diğerlerine göre üstündür.
- Some languages are inherently superior to others.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
- He lies as naturally as he breathes.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
- He has a naturally good memory.
He is gentle by nature.
- Er ist von Natur aus sanftmütig.
She's inquisitive by nature.
- Sie ist von Natur aus neugierig.