Her yerde gizli kameralar vardı.
 - There were hidden cameras everywhere.
Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı.
 - Tom broke into Mary's car and stole what was hidden under the driver's seat.
Duvarlar sarmaşık tarafından gizlenmiştir.
 - The walls are hidden by ivy.
Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir.
 - Now the mountain is hidden by the clouds.
O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
 - She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
 - Tom concealed his anger from Mary.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
 - Tom was carrying a concealed weapon.