He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
She is an expert typist.
- O bir uzman daktilocu.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
- Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
You need a professional to translate this.
- Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
Tom certainly is a poor judge of character.
- Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right?
- Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
Tom is an authority on jazz.
- Tom, cazda bir uzmandır.
Tom is an authority in his field.
- Tom, alanında bir uzmandır.
Tom is a proficient marksman.
- Tom uzman bir keskin nişancıdır.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?
We have to get Tom to a specialist.
- Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.
If your illness becomes worse, call in a specialist.
- Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
Science is the belief in the ignorance of experts.
- Bilim uzmanların cehaletine inançtır.
A panel of experts discussed the plan.
- Uzmanlardan oluşan bir kurul planı tartıştı.
Polish specialists work in Africa.
- Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.