Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.
 - They were encouraged not to let their cattle roam freely.
Kedim geceleri dolaşmaktan hoşlanır.
 - My cat likes to roam at night.
Bu haydut isyancılar dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar.
 - Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth.