Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Batman, Robin ile arkadaştır.
- Batman is friends with Robin.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Bazı kadınlar sutyen giymez.
- Some women don't wear bras.
O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
- She is more an acquaintance than a friend.
Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
- He has many acquaintances but few friends.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
- Tom didn't expect Mary to be so friendly.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
O, açık yeşil sütyeni seviyor.
- She likes the light green bra.
Mary parayı sütyeninde sakladı.
- Mary hid the money in her bra.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
- I have a lot of friends to support me mentally.
Arkadaşım, genellikle çalışmalarıyla oğluma yardımcı olur.
- My friend usually helps my son with his studies.
Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.
- I'm doing this job to help a friend.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.