Çocuklarımı düşünmek zorundayım.
- I have to think of my children.
Çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünmek zorundayız.
- We must think of our children and grand-children.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
- The very thought of snakes makes her turn pale.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
- Two people think of her as their daughter.
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Yeni film hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new movie?
Düşüncelerini kağıda döktü.
- She put down her thoughts on paper.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in this.
Tom bana intiharla ilgili düşüncelere sahip olduğunu asla söylemedi.
- Tom never told me he was having suicidal thoughts.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
- Many Deaf people dislike being thought of as disabled.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
- Attractive women are often thought to be dumb.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.
- I thought you were raised in L.A.
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
- I thought I told you to stay in the car.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
Tom belkide Mary ve John'un silah kaçakçısı olduklarını düşünüyordu.
- Tom thought that maybe Mary and John were gunrunners.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... no idea of childhood as we now conceive it. Children were thought of as miniature adults. ...
... I THOUGHT OF SAYING BUT DIDN'T. ...