the twelve cards dealt to an individual player

listen to the pronunciation of the twelve cards dealt to an individual player
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the twelve cards dealt to an individual player в Английский Язык Турецкий язык словарь

hand
{f} uzatmak

Raporu ona uzatmak istedim ama unuttum. - I intended to hand the paper to him, but I forgot to.

Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak. - All you have to do is to hand this book to him.

hand
{f} elle vermek, uzatmak: Please hand me that book. O kitabı bana uzatır mısınız?
hand
(isim) el, parti, yardım, pay, parmak, ustalık, yetenek, usta, kurt, ibre, akrep, yelkovan, taraf, demet, salkım, hevenk, alkış, evlilik sözü
hand
{i} taraf

Diğer taraftan, bazı dezavantajları var. - On the other hand, there are some disadvantages.

Hastanenin sol tarafında bankayı göreceksin. - You'll see the bank on the left hand side of the hospital.

hand
{i} hevenk
hand
{i} usta

Aleti ustalıkla idare etti. - He handled the tool skillfully.

Onunla ustalıkla başa çıktın. - You handled that deftly.

hand
{i} alkış

Kalabalık kazananı coşkuyla alkışladı. - The crowd gave the winner a big hand.

Tom elleriyle heyecanla alkışladı. - Tom clapped his hands together excitedly.

hand
{i} salkım
hand
{i} parmak

Elde beş parmak vardır. - The hand has five fingers.

Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak. - The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky.

hand
{i} parti
hand
{i} yetenek

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli. - That actor is both handsome and skillful.

O yetenekli bir adam ama diğer taraftan o bizim hakkımızda çok soru soruyor. - He is able man, but on the other hand he asks too much of us.

hand
(Askeri) tayfadan biri
hand
(Askeri) tayfa
hand
yanında

Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı. - The boy who she brought with her was very handsome.

Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir. - Here. Take this with you. It might come in handy.

hand
kontrol

Tom'un sağ eli kontrol edilemez bir biçimde titremeye başladı. - Tom's right hand began to shake uncontrollably.

El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur. - Hand washing is one way to control bacteria.

hand
{i} evlilik sözü
hand
karar vermek hand in yetkili bir kimseye vermek
hand
{i} ırgat, rençper; işçi
hand
yardı

Sana yardım edebilir miyim? - Could I give you a hand?

Bana yardım edebilir misin? - Could you lend me a hand?

hand
hand it to argo haklı olarak övmek
Английский Язык - Английский Язык
hand
the twelve cards dealt to an individual player

    Расстановка переносов

    the twelve cards dealt to an in·di·vi·du·al play·er

    Турецкое произношение

    dhi twelv kärdz delt tı ın îndıvîcıwıl pleyır

    Произношение

    /ᴛʜē ˈtwelv ˈkärdz ˈdelt tə ən ˌəndəˈvəʤəwəl ˈplāər/ /ðiː ˈtwɛlv ˈkɑːrdz ˈdɛlt tə ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl ˈpleɪɜr/
Избранное