He is not a friend, but an acquaintance.
- O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
She is more an acquaintance than a friend.
- O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
This kind of experience is familiar to everyone.
- Bu tür bir deneyim herkes için tanıdık.
Sounds vaguely familiar.
- Belli belirsiz tanıdık geliyor.
She is more an acquaintance than a friend.
- O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık.
He is not really a friend, just an acquaintance.
- O gerçekten bir arkadaş değil, sadece bir tanıdık.
You can easily identify Tom because he is very tall.
- Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
I can recognise my own kind.
- Ben kendi türümü tanıyabilirim.
Can you recognise the person in this picture?
- Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
Everyone recognized him as a brilliant pianist.
- Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.