The roads are jammed with cars.
 - Sokaklar arabalarla tıkanmış.
My nose is really stuffed, so I can't smell anything coming from the kitchen.
 - Burnum gerçekten tıkanmış, bu yüzden mutfaktan gelen herhangi bir şeyin kokusunu alamıyorum.
Tom expects me to help Mary clean out the clogged pipe.
 - Tom Mary'nin tıkanmış boruyu temizlemesine yardım etmemi bekliyor.
They have to fix the water pipe. It's clogged.
 - Su borularına bakmaları gerek. Tıkanmış.
The expressway was congested with thousands of cars.
 - Otoban binlerce arabayla tıkanmıştı.
The bathroom sink is plugged.
 - Banyo lavabosu tıkalı.
We must find something to plug up this hole.
 - Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
 - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
I was told my tear duct was blocked.
 - Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.