Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
- Some people identify success with having much money.
Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
- Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
- They helped one another to make the school festival a success.
Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Sosyalist tarım büyük başarıya ulaştı.
- The socialist agriculture achieved great success.
Senin nasihatın beni başarıya götürdü.
- Your advice led me to success.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- I used to dream about being a successful businessman.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Bu fantezi kitap gösterişli çok güzel büyülerin bir birbirini izlemesidir ve onun yerine bu onu sıkıcı yapar.
- This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
Dünyanın büyük başarılarından her biri ilkin bir başarısızlıktı.
- Each one of the world's great successes was a failure first.
Sana büyük başarılar diliyorum.
- I wish you great success.
Peşpeşe beş gün yağmur yağdı.
- It rained five successive days.
Başarılı bir şekilde mutfakta büyük bir sıçan yakaladı.
- He's successfully caught the big rat in the kitchen.
Onu başarılı bir şekilde ikna ettim ve flört ettik.
- I successfully persuaded her and we went on a date.
Biz görevimizi başarıyla yerine getirdik.
- We carried out our mission successfully.
O, sınavı başarıyla geçti.
- He successfully passed the exam.
Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
O, hayalini başarılı bir biçimde gerçekleştirdi.
- He successfully realised his dream.
Peş peşe dört kez dünya şampiyonluğu kazandı.
- He won four successive world championships.
Arka arkaya dört maçı kazanmak zordur.
- It is hard to win four successive games.
she's very keen to make a success of the project.
Tedavi başarılı olarak gidiyor.
- The treatment is going successfully.
Onlar bunu başarılı olarak yaptı.
- They did it successfully.
His third attempt to pass the entrance exam was a success.
The new range of toys has been a resounding success.
a successful enterprise.
They successfully completed their project together.
They had won the title for five successive years.
... and say success is in the envelope of outcomes. ...
... not have the same success, because YouTube's saturated ...