Gerçekten çekici görünüyorsun.
- You really do look stunning.
Sami bir şok silahı satın aldı.
- Sami bought a stun gun.
Alice çok güzel bacaklara sahip.
- Alice has stunning legs.
O şaşırtıcı bir şekilde güzeldir.
- She is stunningly good-looking.
Koreograf çarpıcı bir dans rutini yarattı.
- The choreographer created a stunning dance routine.
O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.
- That dress looks stunning on her.
Şu elbise üstünde çok güzel görünür.
- That dress looks stunning on you.
Alice çok güzel bacaklara sahip.
- Alice has stunning legs.
In many European countries cattle have to be stunned before slaughtering.
That film was stunning.
That woman is stunning!.
The stunning jolt from the Tazer gun made the criminal stop fleeing.