Biz hemen başlamalıyız.
 - We must start at once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
 - To our surprise, she revived at once.
Start derhal yapılmalı.
 - A start should be made at once.
Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.
 - You'd better see a dentist at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
 - All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir feryat duydum.
 - All at once, I heard a cry.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
 - You can't do two things at once.
Sonuçları hemen beklemiyordum.
 - I didn't expect results straightaway.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
 - May I wash all my laundry at once?
Bu işlerin hepsini bir defada yapmaya çalışma.
 - Don't try to do all these things at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
 - They began to run all at once.
Birdenbire, o konuştu.
 - All at once, he spoke out.
Aniden bir patlama oldu.
 - All at once there was an explosion.
Aniden bir silah sesi duyduk.
 - All at once we heard a shot.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
 - How many jobs can you do at once?
Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.
 - We all stood up at once.
Birdenbire, o konuştu.
 - All at once, he spoke out.
Bu birdenbire olmadı.
 - It didn't happen all at once.
This made her angrier than before, and she blew her silver whistle twice. Straightway a great flock of wild crows came flying toward her, enough to darken the sky.